25 & 26 Eylül'de Avrupa Enerji Ticareti Haftası Etkinliği'nde Buluşalım – Etkinlik Detayları

Bütün Algoritmalar En İyi Olma Algoritmasının Paltosundan Çıkmıştır

Bütün Algoritmalar En İyi Olma Algoritmasının Paltosundan Çıkmıştır

Dostoyevski’ye atfedilen, çok bilinen sözlerden biridir, “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık”. Rivayet edilir ki, Dostoyevski bu sözüyle Gogol’un “Palto” adlı kısa öyküsüne atıf yapmıştır ve gerçekçilik akımının sıradan bir memur olan Akakiy Akakiyeviç’in kendisine yeni bir palto alma hikayesi ile başladığını söylemiştir.

“Palto”, sıradan bir insanın, sıradan bir isteğinin aslında sıradışı gerçeklikle anlatımıdır. Bu öykünün bir başlangıç noktası olduğunu kabul edersek, bu başlangıç noktasının Rus ve Dünya edebiyatına sıradışı çok sayıda eser kazandırdığını da kabul etmemiz gerekir.

Benzer bir yaklaşımla, elektrik piyasalarındaki algoritmik ticaretleri ele aldığımızda, aslında tüm algoritmaların en iyi olma algoritmasının paltosundan çıktığını kabul edebiliriz. Peki nasıl?

Benzerliği bir adım daha atarak daha detaylı irdelemek istersek, aslında sürekli ticaret piyasalarında Akakiy Akakiyeviç’in yerine piyasa katılımcılarının tekliflerini, palto alma isteğinin yerine hep en iyi fiyata sahip olma isteğini koyabiliriz. En iyi fiyata sahip olabilmek aslında bir trader için tanımlanabilecek en sıradan isteklerden biridir, çünkü ancak en iyi fiyata sahip olduğunuz zaman teklif defterinin diğer tarafındaki başka bir teklif ile eşleşebilirsiniz. Dolayısıyla bu istek piyasada tanımlanabilecek en sıradan isteklerden biridir. Ancak günümüz gerçekliğinde bunu manuel olarak sürekli fiyat güncelleyerek yapmak neredeyse imkansız hale geldi. Çünkü gelişen teknolojiyle birlikte tüm sürekli ticaret piyasalarında algoritmalar diğer algoritmalarla yarışıyor, bu bağlamda manuel fiyat güncellemeleriyle daima en iyi olmaya çalışmak, artık neredeyse imkansız.

Düşünelim, ekran başına oturdunuz, alış tarafında pozisyon almak istiyorsunuz, en iyi alıcının teklif fiyatına baktınız ve o teklif fiyatının hemen üzerine bir alış teklif koydunuz. Bundan 10 yıl öncesinde olsa belki bir süreliğine en iyi teklife sahip olmanın keyfini ve heyecanını yaşayabilirdiniz. Ancak teknolojik dönüşümün bir sonucu olarak bugün bu keyif en fazla 50 ms kadar sürebiliyor, o da şanslıysanız. Çoğu zaman, siz teklifinizi verirken en iyi fiyat olan teklif, piyasadaki teklif defterine ulaştığında en iyi teklif olmaktan çoktan çıkmış oluyor. Ek olarak bu durumun eş zamanlı olarak yönetmek durumunda olduğunuz 20 kontratta yaşandığını düşünün. Manuel ticaret yapan bir trader için aslında her yönüyle büyük bir dram gibi tınlayan bu konu bugünün sıradan bir gerçekliği haline gelmiş durumda. Çünkü her an piyasada en iyi olmaya çalışan birçok en iyi olma algoritması veya bu algoritmaların türevleri çalışıyor.

En iyi olma algoritmaları aslında bugünün sıradışı sıradanlığını oluşturan ilk algoritmalar. Neredeyse tüm algoritmalar en iyi olma algoritmaları üzerinden türetiliyor, yani başka bir deyişle tüm algoritmalar en iyi olma algoritmalarının paltosundan çıkıyor. Bir kere en iyi olma algoritmasını anlayıp kullanmaya başladığınız zaman, algoritmik ticaret dünyasının içerisine girmiş bulunuyorsunuz. En iyi olma algoritmaları çok yalın, Gogol’un Paltosu gibi, kısa bir öykü gibi,hızlı okunuyor, hızlı çalışıyor, tek bir amacı var, en iyi olmak. Ama yarattığı etki çok büyük. Hem piyasaları değiştiriyor hem de kullanan trader için çok ama çok önemli 2 gelişim imkanı sunuyor, (i) algoritma dünyasına giriş, (ii) yeni algoritmalar düşünebilme ve geliştirebilme. Palto olmasaydı belki de “Savaş ve Barış” ı ya da “Suç ve Ceza” yı okuyamayacaktık. En İyi Olma Algoritmaları da olmasaydı, büyük ihtimalle bugün pozisyon dengeleme algoritmalarından, esneklik ticareti algoritmalarından ya da spekülatif ticaret algoritmalarından bahsedemiyor olacaktık. Tüm bu algoritmaların gelişebilmesi için öncelikle en iyi olma algoritmalarının geliştirilmesi gerekiyordu. Ve bu algoritmaları neticede en iyi olma algoritmalarını kullanan traderlar geliştirdi, öncelikle en iyi olma algoritmalarını kullandılar, kullandıkça piyasaların davranışlarını gözlemlediler, yeni ticaret stratejiler için bu algoritmadan yola çıkarak yeni fikirler denediler ve denemeye de devam ediyorlar.

En iyi olma algoritmaları kullanması belki de en basit olan algoritmalar. Traderın temel olarak ticaretini yapmak istediği hacmi ve yarışmak istediği maksimum ya da minimum hedef fiyatı algoritmaya parametre olarak tanımlaması gerekiyor. Tabii ki de günümüzdeki algoritmaları düşündüğümüzde birkaç parametre daha tanımlanması algoritmaların davranışlarını daha sofistike hale getirebiliyor, ancak temelde bu 2 parametre ihtiyacın %80’inini karşılıyor diyebiliriz. Örneğin, açık olan tüm kontratlarda maksimum hedef fiyatınız Gün Öncesi Piyasası fiyatı olacak şekilde 20 MWh almak istiyorsunuz, tüm kontratlarda en iyi olmaya başlamanız smartPulse’ın “Become Best” algoritmasını kullanarak tahminen 60 saniyeden fazlasını almaz. Bir kere en iyi olma algoritmasını kurduktan sonra artık arkanıza yaslanabilir daha sıradışı bir işiniz varsa ona odaklanabilirsiniz.

Özellikle yeni onboard ettiğimiz müşterilere sıklıkla tekrarladığımız bir şey var, öncelikle en iyi olma algoritmalarını kullanarak algoritmik ticarete başlayın. Bu size tahmin ettiğinizden daha fazlasını katacak. Sonrasında istediğiniz algoritmayı sizin için geliştirmekten büyük memnuniyet duyarız. Çünkü aslında geliştirmek istediğiniz algoritma en iyi olma algoritmasının bir türevi olacak. Bu algoritmanın nasıl çalıştığını ve nasıl bir etki yarattığını anlayabilirseniz, geliştirmek isteyeceğiniz algoritma o kadar ihtiyaçlarınıza yönelik ve ticari açıdan etkin olacak. Ancak ilk öncelikle en iyi olma algoritmalarını deneyin. Bu şekilde ticarete başlayan müşterilerimizin diğerlerine göre algoritmaları çok daha etkin kullandıklarını deneyimlerimize dayanarak söyleyebiliriz. Son 2–3 senede farklı piyasa ve ülkelerden onlarca trader ile bu süreci deneyimledik, şuanki resme baktığımızda fark yaratanların hâlen en iyi olma algoritmalarını kullanmaya devam ettiklerini söylememiz mümkün, neticede herkesin kütüphanesinde Rus edebiyatındanın klasiklerinden en az 1 adet örnek klasik vardır değil mi?

Ali Güleç

İlgili İçerikler